28 Mayıs 2014 Çarşamba

Tertip, düzen , disiplin.......

Dün tertip düzen disiplin günümdü.... Elimdeki büyük işlerden ikisini attım sırtımdan çok şükür.... Kaldı bu güne iki tanesi...

Eve gittim. İki günde bir zaten dip köşe temizliyorum. Şöyle yüzeysel bir süpürsem yeter dedim. Ama içime sinmedi gene... Her zamanki gibi halılar rulo yapıldı altları koltuk altları miss gibi yapıldı... Bunlar zaten rutine bağladığım şeyler çok problem değil... İki günde bir de yapınca zaten çok ta pis olmuyor aslında... ama yinede o elektrik süpürgesinden çıkanları her gördüğümde nasıl yani demekten kendimi alamıyorum. temiz görünen evden neler çıkıyor arkadaş. Bazen makinanıın kendisinin içinde ürettiğini düşünüyorum bu kirleri :)) neyse.... Süpürdük sildik iyi ama bundan sonra bana bir çalışma aşkı geldi sorma gitsin en son murtfak duvarlarını siliyordum :) saat 12:00 oldu.... 5 - 10 sayfada kitap okuyup yatağımda uyudum.... kanepede değil.... bundan sonra yatakta uyunacak.... ama ne uyumuşum var yaa...

Şu kalan işleri de bitirirsem diğer projelere geçebilirim. Haydi aslanım göreyim seni... Work work work.... Kimse için değil kendim için.

Kafam çok dolu aslında... Kararsızlıklarla boğuluyorum. Bu temizlik olayları falanda düşünmemi engellliyor..Bir şeylerle meşgul olmak oturup kaderime ağlamaktan daha iyi geliyor. Ben yıkık insanları sevmem. Hayat devam ediyorsa yaşıyorsan ayakta durmasını bileceksine inanırım. Güçlü olmayı severim. Şükretmeyi severim. Elimdekiler hep bana yetmiştir. Dışardan bakınca belki çok eksiğim var ama hep yetinmeyi bildim. Aslında insanların o eksik gördükleri ki bunlar genelde eşya oluyor benim için fazlalık. Tek başıma yaşayan bir insan olarak evimdeki eşyalara bakınca bunları 4 - 5 kişilik bir aile de kullanıyor tek başıma bende... yani bunnlar fazlalık aslında... kocaman tv daha düne kadar 35 ekranda izliyordum... en son görüntü gidince donald isyan etti :))) Tamam be dedim alırım.. sırf beceremiyorsun yaşamayı kendine değer vermiyorsun dediği için gittim tv aldım.. Sor izliyor musun hayır... her şey o kadar kurmaca abuk sabuk geliyor ki... sırf gündemi takip etmek için her sabah İsmail Küçükkaya yı dinliyorum. Fena halde aşığım kendisine :)) Ama daha bir twitimi bile okumadı :))

Yalnızlık korkusu sarıyor beni gitgide... Anne olamama korkusu. Çocuklu insanları gördükçe ki maşallah herkez bebe yapmış bu yaz... Herkezin önünde bir puset.. Gözüme gözüme sokuyorlar... Sitede yeni yeni bebeler... Aaaa dün temizlik yaparken az perdeyi araladım önümden puset için yeni doğmuş bebeğiyle biri geçti... ki benim pencerem bahçeye bakıyor önünden geçilcek bir yer değil yani... O ha be dedim... Sırf bana psikolojik işkence olsun diye hayat bunları gözüme sokuyor... İsyan etmiyorum hep şükrediyorum. Ama korkuyorumda... Yalnız yaşlanmaktan kapımın çalmamasından... Gerçi çocuğun olunca da bunun garantisi olmuyor ya neyse... Gene de o duyguları yaşamak isterim. Donaldın keyfini beklemeli mi ki her an kaypaklık yapabilir beni senye kadar bekletip ben vazgeçtim diyebilir.... Yoksa koruyucu ailelik mi... Ki bunda da çocuk büyüdüğünde ben kendi anama gidicem diyebilir.... Bilmiyorum kendi içimde boğuldum resmen. Allah ım bana bir yol göster diye dualar ediyorum o da bana pusetli kadınları yolluyor :)  Çok manidar değil mi resmen sınanıyorum. Göz göre göre ilahi sınav...Her gittiğim yerde tepe tepe hamile gacılar... Alışverişte yürüyüşte :( Hayırlısı olsun bakalım.... Düşünmemek için daha çok çalışmalı....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder