29 Mayıs 2014 Perşembe

Kadın cinayetleri

Nedir bu cinnet denen şey. Had bilmezliğin caniliğn adı cinnet olmuş. Ben ölürüm ama seni de yaşatmamın adı cinnet olmuş....

Gene gazetede bir haber neymiş paşamız cinet geçirmiş bir yaşındaki bebesini almış karısını da almış balkondan atacakmış. Nedir ulan derdiniz... Bunlara alacan odunu öyle bi dövecen ki bir daha karıya kıza çocuklara titreyerek bakacak....

Huzursuz evi yaşayan bilir. Yüzlerin gülmediği evi çeken bilir... Çaresizliği yaşayan bilir.. O çocukların korkularını Allah bilir...

Dünde bir haber okudum o kadar üzüldüm ki. 8 aylık hamile eşini 4 yaşındaki kızının gözü önünde tekmeleye tekmeleye öldürmüş. Kadın daha 22 yaşındaymış :(  O nasıl bir ölüm şeklidir. Nasıl yaptın nasıl....

Ayşe Arman'ı severek okurum. Aylar önce geçmişteki yazılarını tekrar okumak istedim. Ve şu aşağıdaki yazıya denk geldim. Tüylerim diken diken okudum. Siz de okuyun....

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25738652.asp

Bana ilginç gelen hep kadınlara ve küçük çocuklara zarar veriyorlar iki erkek dalaşmıyor. Yani zayıfa yapıyorlar. Ne yapsak acaba tekvandoya mı gitsek.. kadınlar çok güçl olmalı.... ben tırsıyorum insanlardan....

 Kimse kimseyi koruyamıyor.... Allah a emanetiz. Tüm psikopatlardan korusun Allah bizi.....

28 Mayıs 2014 Çarşamba

Yetişemedik....

Bitmeyen ve uzayan işlerle ilgili patrondan fırçamızı da yedik. Laptopu ellerimin üstüne çat diye kapattı... Kahrolsun kapitalizm...Memur olamadığıma hep üzülücem sanırım ömrümce....KPSS den fiii tarihinde 78 almışlığım var o zaman waaooww süper deniyordu ama yerleştiremediler beni... Sonra işsizlik sonra ne iş olursa yaparım abicilik.. sonra gece 11 lerde işten çıkmacalar yıllar sonra işin başında ama ruh gibi bir insan... o kadar rendelendim ki bu işte, kala kala bu bezgin ben kaldım.... doğru düzgün yıllık iznim bile yok. resmi tatiller de kavga dövüş afra tafra izin koparıyorum.... İki gün üst üste hasta olup gelmemezlik etmedim.... gördüğüm muamele bu....tam da kendimi motive etmiştim... yetişçekti bu gün ama şimdi yapıcam ya işleri o fırça attı diye yapmış olucam ona yorcak... demek ki bağarıp çağarınca iyi iş çıkarıyon dicek.  borcum boyumu aşmış olmasa çekçen kapıyı çıkçan aslında da ah şu muhtaçlık... kimsemiz de yok ki sahip çıksın bize.

Olgunlaşma - Can DÜNDAR

Artık eskisi gibi her hafta sonu birileri ile dışarı çıkmak istemiyorum. Beni yoran ilişkiler, yeni tanışmalar, yeni yüzler aramıyorum. Eski dostlukların da özetini çıkarmaya başladım.
İlişkilerde tasarrufa gidiyorsun her şeyde olduğu gibi ve gereksiz insanları hayatından atmak istiyorsun.
Yapmacık, inanmadan konuşmak istemiyorum artık.
Beni anlamayanlarla konuşmak cümle kirliliği yaratıyor ve hak edenlere saklıyorum enerjimi.
İstediğime istediğimi deme özgürlüğüne sahibim, eleştirme hakkını oluşturan yaşamışlık ve yeterli yaş faktörü artık bende de var.
'Ben demiştim' ,'ben bilirim', 'ben zaten anlamıştım',
Sendromunda olanlarla arkadaşlıkları bir kez daha sorguluyorsun. İlişkilerini sadeleştirmeye başlayınca sıra iyi ve kötü gün dostlarını ayıklamaya geliyor. Kötü gün dostlarını belirliyor ve onlara daha çok önem veriyorsun.
İyi gün dostu bulmak ne kadar kolaysa kötü gün dostu bulmak bir o kadar zor, biliyorum.
Dostlar ihtiyaç olduğunda göçmen kuşlar gibi sıcağa uçuyor ve sadece seninle birlikte sürüden ayrı düşenler kalıyor.
Zamanın ne kadar kıymetli olduğunu öğreniyorsun buralara kadar gelirken.
Uzun düz otobanlardan olduğu gibi, kestirme bozuk yollardan da ulaşabilirsin hedeflerine.
Kestirmeleri de öğrendim gide gele.
Boş geçen her saniye değerli artık.
Daha yapılacak çok şey var ama, kendimi çok yormaktan çok hırpalamaktan yana değilim.
Gerektiğinde 'HAYIR' demeyi öğrendim ve bu kelime başta karşındakine kırıcı gelse de senin için hayat kurtarıcı olabiliyor.
Sevgiye önem vermek gerektiğini, zamanı geldiğinde elinde sadece sevginin kalacağını biliyorum.
Sevgi paylaşıldıkça oluşuyor, olgunlaşıyor.
Aileme ve seçtiğim tüm dostlarıma daha önce göstermediğim sevgi, anlayış ve ilgiyi gösteriyorum. Biliyorsun ki gidenlerin ardında sadece iyilikler kalıyor, ne kadar sevgi dolu olduğu hatırlanıp anılıyor.
Bana çok genç olduklarını hatırlatırcasına nedense tecrübelerimi, fikirlerimi sormaya başladılar.
Vereceğim cevaplar belki çok anlamsız geliyor ama yine de dinliyorlar ama ben biliyorum ki yasamadan hiçbir şey öğrenilmiyor.
Yasamışlığın oluşturduğu bir alçak gönüllülükle gülüyorum içimden sadece.
Artık daha şık giyiniyorum, senelerle birikmiş dolaplar dolusu kıyafet var ve bunları kendimle paylaşmalıyım.
Önce kendine güzel görünmelisin, kendi zevkime göre giyinmek istiyorum, böyle hissediyorum.
Modaya uymak adına popumun sığmadığı düşük bel pantolonlara sığmıyorum diye kendimi üzme tercihini de kullanabilirim .
Ayıp, günah yada ne derler korkuları çoktan geride kaldı.
Dostlarıma, kendimize yemek yapmak hoşuma gidiyor. Mutfak eskiden bir zulüm iken şimdi zevk aldığım mekanlar arasına giriyor.
Farklı lezzetler denemek güzel ve kendi lezzetimi kendimde yaratabileceğim belli bir damak zevkim ve mutfak kültürüm oluştu.
Sonra Sezen'in şarkısındaki gibi anneni daha sık düşünüyorsun ve hatta anlıyorsun.
İşte bu yeni alışmaya başlanan ve giderek hoşa giden yeni duruma olgunluk deniyor.
Yasamışlığın, görmüşlüğün, geride kalmış üflenmiş doğum günü mumlarının bir sonucu kendiliğinden ortaya çıkıyor hayatın bir dönemecinde bu olgunluk.
Ne zaman dersen herkese göre, ne kadar dolu yasadığına göre değişiyor bu olgunluk çağına ermek.
İnanın bana hayattaki düşüşler, zor alınan virajlar bu zamanı hızlandırıyor.
Kendi dünyanın küçüklüğünü keşfetmek ve buna rağmen kendinin kıymetini bilmek çok ise yarıyor.Bir gün hepimizin bu huzurlu olgunluğu bulmasını diliyorum...

-Can Dündar

Tertip, düzen , disiplin.......

Dün tertip düzen disiplin günümdü.... Elimdeki büyük işlerden ikisini attım sırtımdan çok şükür.... Kaldı bu güne iki tanesi...

Eve gittim. İki günde bir zaten dip köşe temizliyorum. Şöyle yüzeysel bir süpürsem yeter dedim. Ama içime sinmedi gene... Her zamanki gibi halılar rulo yapıldı altları koltuk altları miss gibi yapıldı... Bunlar zaten rutine bağladığım şeyler çok problem değil... İki günde bir de yapınca zaten çok ta pis olmuyor aslında... ama yinede o elektrik süpürgesinden çıkanları her gördüğümde nasıl yani demekten kendimi alamıyorum. temiz görünen evden neler çıkıyor arkadaş. Bazen makinanıın kendisinin içinde ürettiğini düşünüyorum bu kirleri :)) neyse.... Süpürdük sildik iyi ama bundan sonra bana bir çalışma aşkı geldi sorma gitsin en son murtfak duvarlarını siliyordum :) saat 12:00 oldu.... 5 - 10 sayfada kitap okuyup yatağımda uyudum.... kanepede değil.... bundan sonra yatakta uyunacak.... ama ne uyumuşum var yaa...

Şu kalan işleri de bitirirsem diğer projelere geçebilirim. Haydi aslanım göreyim seni... Work work work.... Kimse için değil kendim için.

Kafam çok dolu aslında... Kararsızlıklarla boğuluyorum. Bu temizlik olayları falanda düşünmemi engellliyor..Bir şeylerle meşgul olmak oturup kaderime ağlamaktan daha iyi geliyor. Ben yıkık insanları sevmem. Hayat devam ediyorsa yaşıyorsan ayakta durmasını bileceksine inanırım. Güçlü olmayı severim. Şükretmeyi severim. Elimdekiler hep bana yetmiştir. Dışardan bakınca belki çok eksiğim var ama hep yetinmeyi bildim. Aslında insanların o eksik gördükleri ki bunlar genelde eşya oluyor benim için fazlalık. Tek başıma yaşayan bir insan olarak evimdeki eşyalara bakınca bunları 4 - 5 kişilik bir aile de kullanıyor tek başıma bende... yani bunnlar fazlalık aslında... kocaman tv daha düne kadar 35 ekranda izliyordum... en son görüntü gidince donald isyan etti :))) Tamam be dedim alırım.. sırf beceremiyorsun yaşamayı kendine değer vermiyorsun dediği için gittim tv aldım.. Sor izliyor musun hayır... her şey o kadar kurmaca abuk sabuk geliyor ki... sırf gündemi takip etmek için her sabah İsmail Küçükkaya yı dinliyorum. Fena halde aşığım kendisine :)) Ama daha bir twitimi bile okumadı :))

Yalnızlık korkusu sarıyor beni gitgide... Anne olamama korkusu. Çocuklu insanları gördükçe ki maşallah herkez bebe yapmış bu yaz... Herkezin önünde bir puset.. Gözüme gözüme sokuyorlar... Sitede yeni yeni bebeler... Aaaa dün temizlik yaparken az perdeyi araladım önümden puset için yeni doğmuş bebeğiyle biri geçti... ki benim pencerem bahçeye bakıyor önünden geçilcek bir yer değil yani... O ha be dedim... Sırf bana psikolojik işkence olsun diye hayat bunları gözüme sokuyor... İsyan etmiyorum hep şükrediyorum. Ama korkuyorumda... Yalnız yaşlanmaktan kapımın çalmamasından... Gerçi çocuğun olunca da bunun garantisi olmuyor ya neyse... Gene de o duyguları yaşamak isterim. Donaldın keyfini beklemeli mi ki her an kaypaklık yapabilir beni senye kadar bekletip ben vazgeçtim diyebilir.... Yoksa koruyucu ailelik mi... Ki bunda da çocuk büyüdüğünde ben kendi anama gidicem diyebilir.... Bilmiyorum kendi içimde boğuldum resmen. Allah ım bana bir yol göster diye dualar ediyorum o da bana pusetli kadınları yolluyor :)  Çok manidar değil mi resmen sınanıyorum. Göz göre göre ilahi sınav...Her gittiğim yerde tepe tepe hamile gacılar... Alışverişte yürüyüşte :( Hayırlısı olsun bakalım.... Düşünmemek için daha çok çalışmalı....

27 Mayıs 2014 Salı

Bu günün planı

4 büyük iş var teee geçen haftadan sarkan, bunlardan biri bitti bu biten de sonradan araya giren işti...

diğer üçü de bitirilecek patron mutlu son istiyor artık haklı adam yani...

Gazam mübarek ola tutmayın beni...


Üşenme, Erteleme, Vazgeçme !...

Kendim kendime listeler hazırlıyorum sürekli... Evde bunlar yapılacak. İşte bunlar yapılacak... Ama bu aralar llistelerimden kaçıyorum resmen... Listeme sanırım bunlara uyulacak maddesini de eklesem iyi olacak....

Bir de listemi aylık, haftalık, günlük olarak belirlemem iyi olacak sanırım...

Aylık Liste
- Taksit ödenecek
- KK Ödenecek
- En az 300 bankaya atılacak
- Bir hafta sonu mutlaka kafa dinlemeye bir yerlere gidilecek.... Bunu yapmayalı çok zaman oldu. Ayda bir yapmalıyım bunu mutlaka....
- Her ay en az bir kitap okunup bitirilecek
- Her ay bir yeni şey öğrenilecek işimle ilgili (kendimi geliştirmem lazım)





Bu yıl yapılacaklar
- ehliyet çıkarılacak
- araba kullanmayı öğrenmem lazım - tırsıyorum yaaa -
-5 kilo vermem lazım aslında 20 kilo fazlam varda 5 e razıyım artık...5 kilo ver tam ver....Ama ver yani.... önünde 7 ay var insaf et ver... hatta mümkünse ayda bir kilo ver... Allah ım olur mu acaba....Kendim bile inanmazken nasıl olcaksa....
- Kredi kartını artık kapat  hadi yavrum aylık planla bunu başarabilirsin....
- Taksit bitir bu zaten aylık plana göre bitmicek ama 2015 e az bir miktar sarkacak... Uleyn 2015 e ben çıkarmıyım bilmöiyorum ama oraya borç taktım valla :))
- TV masası al....
- Bu sene daha fazla kuş alma...  evde bana yer kalmadı...
- Kur an öğrenilecek... yaaa hep başlıyorum hep bırakıyorum bu ramazan cami hocasından yardım mı istesem... kendi kendime bir yerden sonra tıkanıyorum...ayyy çocukken camiye gittiğim günleri hatırlıyorum öyle olmıyayım çok küçüktüm rahat durmuyordum tabi hoca beni kovmuştu bir daha da asla gitmedim.. hoca hocaa....yanacan öbür tarafta....


şimdilik aklıma gelenler bunlar.....
bu listeyi durup durup güncellicem....


26 Mayıs 2014 Pazartesi

Sen bekar öleceksin....

Geçen bir arkadaş bana böyle dedi... Sanki kendisinin nasıl öleceğinin garantisi varmış gibi... Hayır bu lafı etmeden bir kaç ay önce hüngür hüngür ağlayarak beni aradı ben boşanıyorum diye... etme eyleme iyi düşün bebeğin var bilmem ne.... kocan şöyle iyi böyle iyi bak diğeri daha zor... yapıcı olacam yaa yağladım balladım... kötü niyetli olaydım laaa boşan çekilir mi derdim dimi... Yok abi biz yıkmak taraftarı değiliz birleştirmek bütünleştirmek taraftarıyız... Ama ben sana halini hatrını sorarken sen bana laf sokuyosan sende bir arıza var demektir. Tabi böyle deyip terbiye sınırını aşmadım. Yasak mı diyebildim sadece... Bilmem dedi konuşmadan ayrıldı :) Yaptığı densizliğin farkına bir gün varır mı acaba.... Biraz insiyatif sahibi olmak bu kadar mı zor yahu.... Bi gün bana geldiler kalmaya çocuk bende o lavoboda... Çocuk başladı ağlama  çabuk gel dedim oğlun ağlıyo diye seslendim.. Oğlum dedim sanmış, bir gelişi var hangi oğlun pardon  parantez içerisinde belirtiyorum o benim oğlum diyor... Oğlun dedim korkma korkma senin oğlun dedim... Allah ım yok mu şöyle harbi den içi temiz delikanlı bir hatun kişisi yok mu yaaa.... hepsinin içinde gizli bi dangalak var... Neyse yaa bunu da dediler bana :)) Biz kimseyi gücendirmemek için kırka katlanalım insanlar böyle abuk sabuk konusun....eğitim cehaleti alır eşeklik baki kalırın vücut bulmuş hali bu densizler...

25 Mayıs 2014 Pazar

Bir pazar neye yeter

Yetmez özeti bu;

Şimdi yapılacaklara bakalım

Ev süpürülüp silinecek -- 1 saatimi alır
Bulaşıklar yıkanacak -- en az 45 dakka
Koltuk örtüleri ve battaniyeler yıkanacak -- şimdi atarım bunları işler bitiinceye kadar yıkarnı
Kuşarın kafesleri temizlenecek -- ilk bunla başlamalı
Akvaryum temizlenecek -- bunu en son
Pazara gidilip sadece çilek alınacak belki taze fasulye ucuzsa alınacak aaa kırmızı biberde bakarım.... -- en son
Parkta oturup hava alınacak kitabımı da götüreyim iki satır okurum
Eve gelinip duş alınacak
Pazartesiye yetişmesi gereken  4 büyük iş var ne bitirsem kardır...
Bu gün Miraç kandili aranacaklar aranacak
İbadet edilecek -- çocuk çocuk çocuk dicem bütün gece -- biraz kendi çıkarlarım için kullanmış oluyorum mübarek günleri ama kısıtlı bir ömrümüz var nihayetinde

Baya bir uzun listem var yani saatt tam 12:00 olduğunda ben şu kanepeden kalkıııp bunlları halledecem inşallah....

Birde gene mutfağı karıncalar basmış. Hayır bunlar gıda olan bölgede de gezmiyorlar sırf gıcıklığına geliyorlar bana...

Hadi bakalım bana hayırlı pazarlar....

24 Mayıs 2014 Cumartesi

Bu bir işaret mi?

İşaretlere inanırım ben....






5.5 aylık hamileyken ikizlerini kaybeden oyuncu Esra Akkaya, çocuk özlemini Etiyopya'dan evlat edindiği Can Alex bebekle giderdi.

Bakanlığa başvurdu

Defalarca tüp bebek yöntemini denedikten sonra pes eden Esra Akkaya, önce evlat edinmek için şansını Türkiye'de denedi. Yaşı 44 olduğu için bir bebeği evlat edinmesi mümkün değildi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na başvurdu. Afrika'dan bir bebeğe annelik yapma isteğini bildirdi.

Link : http://haber.gazetevatan.com/canim-oglum/640438/8/magazin


Şimdi soruyorum bu bir işaret mi? Bana da hayat git evlat edin diyor olabilir mi? Ya da önce boorcunu öde bir rahata er sonra ben sana bebek verecem diyo olabilir mi... Ahh bir bilsem sonumu..... Bende Etiyopya dan birini evlat edinsem... Ama bekarım diye anca koruyucu aile olabiliyorum... Sonra çocuk büyüyünce kendi anasına gider ben kalırım öyle :(

Niye gözüme bu haberler çarpıp duruyor araştırmazken hem de... İşaret mi... Yap mı diyor hayat bana....  :(((

Deprem



Sağlam sallandık ve baya bir uzun sürdü doğrusu....Tırsıttı.... Panik yapmamaya çalışsam da uzun sürünce insan laaa bit artık bitmicek galiba falan der oldum... çıksak mı acaba sokağa derken hafifledi... Alt tarafı bir kaç saniye ama biz biliriz o birkaç saniyede neler olabileceğini... Artık lamba sallanıyor mu diye bakar dururuz...

Geçmiş olsun diyelim...Deprem bende başdönmesi yapıyor...

Planlar...


Duman dinlemediğin gün hayat damarlarından biri kopmuş demektir.... Şu adamın hastasıyım yaaa.... Kaç kere rüyamda kendimi konserinde gördüm... Gerçek hayatta konsere gitmem... Bir kere gittim totoma ellediler... O gün bu gündür konser lafından bile tiksiniyorum....  Ahh yakından görebilsem keşke... gerçi biraz kart kalırım gençlerin arasında.... Aaaaa teyzem yaşını başını almış kalkmış konsere gelmiş deyip kameralar beni çekebilir....Maazallah....

 Bir daha söleyin bana sabaha kadar ağlamıyayım dün baş ağrısından geberdim yahu.... En son bir uyumuşum o gecenin acısını çıkarmışım.... Keşke kanepede değilde yatakta yatsaymışım daha dinlenmiş olurdum... insan 30 una kadar kanepede yatınca yatağı olduğu halde kendini yatağa layık bulmuyo....

 Dün uzun uzun düşündüm.  Kendi hayatına bak sen dedim kendime.... Yok Donald mış yok bilmemneymiş... Gelmişim kaç yaşıma.... Kimse üzerine hayal kurmamalı. Donald iyidir ama kaypaktır. Çok desteğini gördüm ömrümce ama söylediklerini yapmaz. Sözünde durmaz. Bahane bulur suçu sana atar sıvışır. Ona bel bağlanmaz. Zaten bunu baya bi başardım. Çocuk konusunda seneye bakarız diyor. Niçin diyorum abuk sabuk konuşuyor. Bana güvenmeliymiş. 10 yıldır beraberiz be adam. 10 yıl bir insan ömrü. Öyle ucu açık ifadeler kullanıyorki... Asla hah tamam oldun sen demicek gibi bir hali var. Onla bu hayal kurulmaz anladım ben. En kötü ihtimali söylüyorum koruyucu aile olurum bir çocuk evlat edinirim..... Ama ben doğurmak taraftarıyım yani imkanım varsa o duyguları yaşamak istiyorum. Sperm bankası çok pahalı olmasa... Kredi çeksem aklımdan böyle şeyler geçiyor sürekli... Ama evlilik asla yok sepette... donald yoksa başkası da yok benim için.... Ama çocuk olmalı....belki çocuğum olursa donaldı bile görmez gözüm...

 Yeni kararlar almam lazım şimdi. Öncelikle işle ilgili.... Elimde iş birikmemeli.Bazen o kadar zor ilerliyor ki.... İşin zorluğundan değil asla... Benim kafamı toparlayamamamdan... 











Borçlar erimeli... Bu zamanla olacak bir şey. Bunun için elimden bir şey gelmez. Kredi çekmeli mi çekmemeli mi diye düşünsemde donald buna karşı... Bende kafamda tam oturtamadım doğrusu... Bunu biraz daha düşünmeli...ayın 15 i maaş günüm. millet maaş gününü iple çeker benim tüylerim diken diken oluyor... Kira o gün veriliyor faturalar o gün ödeniyor kartın asgarisi o gün yatıyor taksit ogün ödeniyor... elde kalıyor cücük gibi bir para... onlada işte mutfak masrafı tamam...ayın 15ine ne kadar kaldı....21 gün müüü... çok varmış..Bütün paraları dağattık bu ayda.... Ömrümün en fakir günlerini yaşıyorum... Nakit olarak fakir. Yoksa herşey var çok şükür...Mutfak dopdolu evinde ihtiyacı yok ama sosyal hayat sıfır... Biri doğurdu gidilecek biri evleniyo gidilecek... İşte kıpırdayamadığım kısım bu böyle böyle kopuyosun ortamlardan. birini ağarlamak bile ekstra masraf oluyor malesef.... geççek bu günlerde....

Gene çenem düştü... Gidiyorum ben....



23 Mayıs 2014 Cuma

İllallah....

Gene canım sıkkın. Evet gene donald... İlla kendini haklı çıkarması, her şeyi çok biliyomuş havaları, hatta benim hakkımda ahkam kesmeleri artık dayanılmaz bir hal aldı. Abuk sabuk şeylerden mesela  banyonun önündeki vileda dan tartışma çıkar mı arkadaş. Kendi evimde huzurum yok anasını satayım... İnsan nasıl cinnet geçiriyor anlıyorum bazen... o vileda dan girdi ne kadınlığım kaldı ne analığım.... dünyanın en kusursuz adamı tabi kendisi... sigarasının külünü silkerken hi bir zaman küllüğü tutturamayan adam diyor bunları.... bütün gece ağladım sabah ezanından sonra anca uyumuşum... ezanı duydum sonra gözümü açtığımda saat 8 di... ateş gibi valla yaklaştıkça yanıyorum... ben ona hayatımda yer açmaya çalıştıkça o gelip darmaduman edip gidiyor....bağarıp çağırarak beni motive ediyormuş hayır dedim sen içindeki günün stresini bana kusuyorsun... kaldı öyle... ne gerek var yaa gülelim eylenelim ne gerek var....bi yere varamıyoruz da kopamıyoruz da... ama ben zararlı çıkıyorum bu işten ya bakalım....

21 Mayıs 2014 Çarşamba

Ayranım yok içmeye tahterevanla giderim....



Ahanda bu da taksitlerim... Şimdi çok akıllı davranıp bunu 300 - 400 ödemeliyim... ekstra iş bulmalıyım... bu bezgin halimle nasıl olcaksa.... normal şartlar altında önümüzdeki ay haziranı ödemem gerekirdi ama martı anca kapatabilicem :(


Bu da akşamları kendime kıyağım.... Kitap evet ismi o gıcık edici kitaplardan ama ben çok beğendim.... Hatta biraz organize olmaya bile başladım.... Çantamda küçük küçük kağıtlara almış olduğum notlarımı güzel bir deftere acele etmeden temize çektim. Ve bir çok şeyi not almışım ama not aldığımı bile unutmuşum.... Onları hatırlayıp iş listemi oluşturdum... Ofisteki odamı bir güzel temizledim... Toparladım... Gereksiz ne varsa ayıklayıp attım... Bir iki günüme mal oldu... Olsun... Çok güzel oldu...

Evde zaten belli bir düzeni oturtmuştum... Şimdi sıra çalışma düzenimi oturtmakta.... Ekstra iş alabilmem için elimdekileri hatasız bir şekilde teslim etmem gerekiyor. Hücuuummm.... Gaza gelmeye ihtiyacım var doğrusu.... Ve bu kitap tam aradığım şey... Hurafelerden bahsetmiyor ufaktan başlamayı anlatıyor.... Ben tuttum doğrusu... 60 saniyede bilmemne diye farklı konularda bir kaç kitap daha var. Bunu bitirirsem onlarıda alabilirim....

Bu akşam da tv de bir şey yok ne sıkıcı.... Vıcık vıcık diziler... Ankara nın dikmeni midir nedir keza çocuklar duymasın temcit pilavı gibi hiç yeni bir mevzu yok.... ilk çekildiği yılları aç aynı olayları birebir görürsün... Sıfır yaratıcılık....Karapara aşk :P Tuba Büyüküstün e saygımız sonsuz o ne güzelliktir... Yüce rabbim yağdırmış ta yağdırmış.... Ama oynadığı filmler beni sarmıyor.... konulara uzağız... şöyle halk işi bir şey yapamıyorlar.... bir güneşi beklerken i beğeniştim... onda da cinayet minayet çıktı... uzak mevzular yaa... bu kadar kirlenmişlik akıyor dizilerden bile... daha masum olan tarafı ne bileyim öğrencinin cebinde para kalmamasını ama arka sıradakiler gibi cozutmamış olanı yok mu yani.... bir insanın platonik aşkını ama çaktırmadan olanını işlemiyolar da illa vıcık vıcık her mevzuları....daha bizden bir şey olmalı bu dizilerde....bulamıyorum bulamıyorum....

neyse çenem düştü gene... işler beni bekler....

20 Mayıs 2014 Salı

Etmeee.......

Dün gece nasıl hırslandıysam kahveden sonra toparlayamadım... Az yatayım sakinleşirim dedim film izlemeye çalıştım sarmadı... Okan Bayülgen e baktım sonuna yetişmişim Ahmet Altan ı anlatıyordu hööö hööö deyin resmen koptum gülmekten sonra bitti program :)) Ama çok komikti o kısmı mutlaka izleyin.... Çabasının elinde patlaması durumu.... Ahmet Altanın fiii tarihinde yeni basılan romanındaki karakteri bir oyuncu ve kostümcüyle anlaşıyor, stüdyoya canlandırarak getiriyor... Ahmet Altan  ın tepkisi hööö hööö oldu diyor... Senin romanındaki karakteri canlandırdık karşına çıkardık diyorum ben anlamadım diyor. Hööö  deme arkadaş diyor... Ayy böyle anlatamadım izleyin mutlaka....

Linki : http://www.youtube.com/watch?v=zfdE8gMfCJ0 



gerçi bende tamamını izlemedim sonunda geçiyor bu muhabbet...

Uykumda kaçtı mı... Kahve hiiiç uykumu kaçırmaz halbuki... Artık kahve mi iş stresi mi donald ın öküzlüğü mü kaçtı arkadaş.... Bir şeyler okudum sabaha kadar sabah ezanını duydum sonra uyumuşum.... Sonra da işe geç kaldım tabi....

Bütün gece mırıl mırıl söylenip durdum... Donald olsaydı bu mırıldanmalarım cinayet sebebi olurdu... Sanki karşımdaymış gibi verdim veriştirdim hayır bir yerden sonra ohhh be rahatladım deşarj oldum demem grekirken ben iyice köpürdüm :)) Sonra laaa sıyırıyor muyum acaba dedim.... Arkadaş gecenin 11 inde beni arayıp anarşi çıkarma.... 11 benim uyku saatim yahu... en agresif olduğum saat... napıyosunmuş iş var elimde biliyosun bütün günü sandalye tepesinde geçirmişim totom acımış beynim sulanmış... senden bişi isticem istemesen şaşarım hepte 11 de istenir bu şeyler... işin düşünce ara zaten....neysse...

Cem Yılmaz geldi aklıma :))

Neyse işime döniiim birde patronla papaz olmayalım....

Hava ne güzel miss gibi yaz geldi....

19 Mayıs 2014 Pazartesi

Buruk Bir 19 Mayıs

Bu yıl Soma faciasının gölegesinde kalsa da milli bayramlarımızı unutmayalım... Naısl gölgede kalmasın ki Soma da 300 insan öldü... Göm göm göm bitmedi günlerce.... Ordaki insanların psiikolojisini düşünemiyorum... Soma halkı sanırım biraz nasıl diyeyim pek gelişmiş değil yani bir köy hayatı yaşıyor haberlerde gördüğüm kadarıyla... Erkekler çalışıyor kadınlar evde çocuk büyütüyor... Tabi şimdi erkeklerin önemli bir kısmı vefat edince kadınlar bildiğin çocuklarla ortada kalmış gibi duruyor. Elbet devlet maaş bağlayacak ama bu insanlar tek başına ne yapacaklar.... Sıkıntılı.... Ben işte kadınların çalışmasından yanayım. Kimse kimseye sırtını dayamasın arkadaş... Hiç bir şey olmasa ölüyor illa herkez gidiyor yani.... Sap gibiyim ya şu hayatta kendimden pay biçiyorum hep.... Herkez ayağını yere sağlam basmalı.... Zor ama gerçek hayat bunu gerektiriyor. Her iyi şey biter...


19 Mayıs neymiş ne olmuş Wikipedi a dan anımsayalım bakalım;

2012 de havanın soğuk olacağı kısmını özellikle okuyun... Ne çok sever öğrencilerini bu devlet :)



Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, her yıl 19 Mayıs tarihinde kutlanan, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin[1] millî bayramıdır.[2]. 19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Atatürk Bandırma Vapuru ile Samsun'a çıkmıştır ve bugün İtilaf Devletleri'nin işgaline karşı Türk Kurtuluş Savaşı'nın başladığı gün kabul edilir. Atatürk bu bayramı Türk gençliğine armağan etmiştir.


Tarihçe

Gençlik ve Spor Bayramı, ilk defa 24 Mayıs 1935’te "Atatürk Günü" adı altında kutlanmıştır.[3] Beşiktaş'ın girişimleriyle Fenerbahçe Stadı'nda kutlanan bu ilk 19 Mayıs, Galatasaray ve Fenerbahçeli yüzlerce sporcunun da katılımıyla bir spor günü haline gelmiştir.[3] Bu organizasyondan bir süre sonra gerçekleşen Spor Kongresi'nde söz alan Beşiktaş Kurucu Üyesi Ahmet Fetgeri Aşeni kutlanan Atatürk Günü'nün tüm gençliğe mal edilebilmesi için "19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı" adı altında her yıl yapılmasını teklif etmiştir.[3] Kongrede oylanan bu öneri kabul edilmiş ve Atatürk'ün de onayıyla yasalaşmıştır.[3] 20 Haziran 1938 tarihli kanunla "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kutlanan bu ulusal bayramın adı 12 Eylül Darbesinden sonra "Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı" adını almıştır.



Kutlamalar

Her yıl 19 Mayıs günü Atatürk'ü Anma , Gençlik ve Spor Bayramı Türkiye'nin dört bir yanında spor gösterileri ve törenlerle kutlanır. Üzerinde "Gençlikten Atatürk Sevgisiyle Cumhurbaşkanına" yazan ve "Sevgi Bayrağı" olarak adlandırılan dev bir bayrak Kurtuluş Yolu'ndaki Tütün İskelesi'nden karaya çıkarılarak Samsun valisine verilir. Daha sonra bayrak, Cumhurbaşkanına sunulmak üzere genç atletlere teslim edilir. Samsun'dan yola çıkarılarak Amasya, Tokat, Sivas, Erzincan, Erzurum, Kayseri, Nevşehir, Kırşehir ve Kırıkkale'den sonra, 19 Mayıs törenlerinde, Ankara'da Cumhurbaşkanına sunulur.
Cumhuriyet'le yaşıt olan bu kutlamalar sadece Cumhurbaşkanı'nın katılımıyla Ankara'da gerçekleşmekle sınırlı kalmaz, ülke genelinde stadyumlarda kutlanırdı. Ama 2012'de, Mayıs ayında havanın soğuk olacağı[4] ve bu açıdan öğrencilere ve vatandaşlara yük olmaması gerekçesiyle başkent Ankara dışındaki illerde, stadyumlarda kutlanması Mili Eğitim Bakanlığı Orta Öğretim Genel Müdürlüğü'nce okullara gönderilen bir yazıyla engellenmiştir.[5] Bu karar cumhuriyetçi kesimin büyük tepkisiyle karşılaşmıştır.[6][7] Bu konuda Alper Ayhan tarafından bir dava açılmış ve kazanılmıştır.[8]





 Gelelim bana.... Akşam akşam Donaldla tartıştık. Ya rabbim ne kadar uzatabiliyor mevzuyu.... Artık sussa da işime baksam diye düşünüyorum car car car... Bazen Allah beni kesinlikle koruyor diye düşünüyorum.... Bunla aynı evde yaşanır mı yaa... Kabus.... Canım evim canım yalnızlığım  muck muck mucckkk :) Bak şerdeki hayrı gör.....

Gerim gerim gerilince neyle uğraştığımı dahi unuttum kalktım kendime bu saatte misss gibi kahve yaptım. Bayan olmanın güzel yanı elimizden her bi şey geliyor vesselam :) Kimseye muhtaç olmamanın lüksünü yaşadım çok şükür... Allah kimseyi kimseye muhtaç etmesin. Özgürlük sen ne büyük nimetsin....

Hani bir laf var ya en kötü şey anlaşamadığın halde ayrılamadığın arkadaştır... Bu aynı evde yaşayıp birbirine katlanamayan insanlar içinde geçerli... Ben bunu vaktiyle çoook yaşadım şimdi özgürüm ve özgürlüğüme sahip çıkmalıyım.... Yarın unuturum ben bunlarıya neyse :)) Konu donald olunca yelkenler hemen suya iniyor... Neyyse...

Ben bu gece çalışıcam inşallah. Yarına kadar toparlamam gereken işler var. Sözde gündüz yapacaktım ama kafamı bir türlü toparlıyamıyorum bu saatlerde de stres basıyor yapmadım diye uyuyamıyorum... Neyse çalışayım ben....

18 Mayıs 2014 Pazar

Pazaraaa geel.....

Ne kadaaannn yalnızım.... Çok koyuyor pazar günleri bana... Genelde ev işine veriyorum kendimi ama bu gün onuda yapasım yok....



Dün gece Game Of Thrones 2. Sezonuna başladım.... Donald ın ısrarı... ayy eskiden nasıl izlerdim dizi ama şimdi bildiğin offlaya pofflaya izliyorum... Güzel yeride yok değil ama sıkılıyorum....Şimdi bu kadar meşhur bir diziye b.k atıyomuş gibi olmıyayım ben tv başında oturamıyorum bu aralar... Her şeyden sıkılıyorum evde gezineyim tozayım sağı solu toparlıyayım bir şeyle meşgul olayım istiyorum... Öyle oturup kalınca daral geliyor... Söz verdik izlicez artık... Sırf konuşçak bir şeyimiz olsun diye çabalıyorum.... Yoksa son dönemlerde yaptığımız tek şey tartışmak....  Bana bildiğin çok yağlısın dedi yaa bende şakaya vurdum... Kalktı gitti... Pardon da bozulması gereken ben değil miyim yaa... Sen anca alay et dedi :P  Körolmayasıca boğazımı tutarmıyorum bende öfff.... Zayıflarsam sorarım ben ona, daaaa olmuyo :)

Bende kendimi yemeye ve yemeğe verdim hem yaptım hem yedim.... Pazara gittim paralarımı harcadım geldim... Her pazar dönüşü olduğu gibi gene parkta oturup kuşları kovalayan çcukları izledim... Acaba uzaktan sapıkça mı görünür bu halim diye de kendimden iğreti oldum doğrusu... Bu kadar çocuk cinayeti yaşanırken ailelerin yanlış anlaması olası diye düşünüp kendi kendime tırsıp dikkatimi ağaçlara yönelttim... Oysa çocuklar ve kuşları çok tatlıydı....


Bir kaç kişiyi aradım gelsinler diye ama herkezin işi var :( Napalım şanslarına küssünler misss gibi mercimek köftesi yapmıştım :)






Pazardan aldığım yeşilliklerle boğuştum koca gün...Pazar kesinlikle marketten daha bereketli... Yıkadım yaydım kurusunlar diye serdim poşetleyip dolaba koyucam her şey hazır olacak hafta içine.... Bundan kelli akşamları sırf salata yenecek... İnşallah... Öğlenleride iş yerine mercimek köftesi taşırım yeter.... Miss gibi köy yumurtası da aldım kazıklandıysam bilemem...

Şimdi gene gidicem inşallah... Çalı süpürgesi alıcam taktım kafaya ....

 İşte böyle koca karıya bağladım yani :) Olsun mutluyum ben sadece biraz fazlacana yalnızım ama mutluyum genede... Parkta insanlara baktım ailecek gelmişler ama onlarda somurtuyo demek ki iş onda değil.... Niye mutlu olmayı başaramıyorlar çok düşündürücü.... Ne güzel çocukları var cıvıl cıvıl olcaklarına öyyle üzerlerine dünya çökmüş gibi... Çocuklarla ilgilenmiyorlar bile :) Hep düşünürüm kadın hamile kalmayı belki benim kadar çok istemiştir... Belki benim şu an dualar ettiğim gibi dualar etmiştir... şimdi gelinen nokta bu muu... Yüürrüüüü eve gidiyoruz hadiii bağar çağar... Böyle olmaktan korkarım....

16 Mayıs 2014 Cuma

Borcun Gırtlağa Dayandığının Resmidir

Her ay mail kutumda şu sırıtık vadayı görmekten bıktım valla... taaa taaaaa kol gibi bir faturanız var der gibi.... hadi öde bakaım der gibi sırıtıyor....



Her ay 700 tl yi gömdüğüm halde kapatamadığım kart borcu... Bu ayda 700 tl yi gömdük bakalım.... 300 tl si faturalara gidecek zaten... sanki 400 ödemiş gibi olucam... 2 ileri bir geri mehter hızında borç kapamaca... Yok artık kartı yanımda taşımıyorum... Yoksa param almayıveririm arkadaş.... O borç eriyecek.... Bedenim ve borçlarım eriyecek başka yolu yok....

Faturalar ödendikten sonra kart borcum 1950 ye düşüyor bu ay... önümüzdeki  5 ayda kapanacağını umut ediyorum... Buda karta her ay 700 yatırıp 300 ünü faturalara çektiğim halde olabilecek bir şey... Faturalar dışında kart kullanılmayacak.... O zaman olur ancak...

Bakalım evdeki hesap çarşıya uyacak mı... Yoksa çarşı karışacak mı....

Bu kartı kapatmak nasip olursa 5 ay sonra birikimlerimi 500 den değil 900 tlden yaparım... Masalla masallaa.... Hayaller böyle iyi niyetli olsa da gerçek dünyada işler böyle yürümüyor bilirim.... Umut fakirin ekmeği imiş....

Dönem İçi Harcamalar 815 tl .... arkadaş sor ne aldın ortada bi b.k yok.... hadi zaten 400 ü faturalara gitti... Doğalgaz zaten 140 küsur gelmişti... Gerisini ne yaptın de bana.... hep boğaz abi.... yemişimde yemişim... ne yedin koyun alınır bu parayla ne aldım ben.... hep marketlerden bişi almışım bu harcamalar kısılacak.... ama her şey çok pahalı bir girip çıkıyorum 25 - 30  cart geçiyor... peynir zeytin dedin mi rakam 50 yi 60 ı buluyo.... bunlar da bitici şeyler... Offff.....

15 Mayıs 2014 Perşembe

Unutulur.....

Soma da unutulur her şey de unutulur... Toprak altındaki son kişide çıksın üç gün geçmeden herkez normaline döner. Dönüyor çünkü her şey... Ateş düştüğü yeri yakar bilirim yaşadım.... Bir cenaze evine gitmiştim herkezi ağlarken gördüm onlar üzüldüğü için üzüldüm en çok acılarını hissedemedim, eve giderken normale dönmüştüm bile..... sonra evimden cenaze çıktı ben ağlıyordum bu kez. işte o an anlamıştım onların orda o gün ne hissettiğini... onlarda benim evimden çıkınca eylenceye gittiler facetede fotolarını gördüm....böyle bu işler... unutulur.... Ölmemeye bak unutulursun....

17 ağustos depremi mesela.... ne insanlar öldü.... yıllar geçti mi geçti... sadece 17 ağustos kaldı içinde olmayanların ailesinden birini kaybetmeyenlerin yıkık evleri görmeyenlerin birebir yaşamayanların aklında..... yaşayanlarda hala acısı belki onlarda bile eskimiştir o acı..... İlk günkü gibi kalmıyor acılar.... Çok şükür bu da Allah ın bize sunduğu bir nimet.....Zamanla kabulleniyorsun ve hayatın telaşına tekrar kapılıyorsun mevzu değişiyor gündem değişiyor....

Abuk sabuk yorumlarda geliyor siyasilerden. Zerre kadar anlamıyorum bu siyaset işlerini, ama insan ölünce bu meslekte normaldir fıtratında var olur öyle şeyler denmesi de bir tuhaf geliyor. Ben insani açıdan bakıyorum olaya... Senin üç beş yakının araba kazasında ölse yakarsın meydanları.... O cadde de her önlemi aldırırsın...

Ölümlüyüz vesselam....

Herkez kendi gündeminde gene...Bizde öyleyiz.. Dün haberleri izlemedim döndür döndür her kanalda aynı şeyler...Medyanın en sevdiği şey dram ölümlü haberler... Hatırlar mısınız bir haber spikeri bir keresinde şey demişti "keşke bir kaç ölüm olsa" diye.... Hangi olayda dediğini hatırlamıyorum ama bu cümlesini sanırım hiç unutamıyacağım....  Duymadıysanız google da aratın bu cümleyi....Beklentiye bak.... Bu işin raconu bu demek ki...



Bazı karelerde o olayın sembolü olarak kalır gazete küpürlerinde yıllar sonra bile görsen o günü anımsarsın... Olayın içinde değilsen vay be ne kadar çok insan ölmüştü dersin olayın içindeysen ne yaparsın bilmem :(


Yukardakini de bildiniz 17 ağustosunn sembol fotoğraflarından biri.....

Sayı 282 olmuş... Daha 120 kişi var diyorlar ulaşılamayan... Ne zor orda haber alamamak beklemek...

Kendi gözlemim ailenden birini kaybedince ilk 6 - 7 ay nefes bile almakta zorlanıyosun hayat anlamını yitiriyor. Attığın adımı sorguluyorsun niye atıyorum ki işe niye gidiyorum bende öleyim diyorsun.... Sonra duruluyorsun. Ne bir dakka ileri ne bir dakka geri diyorsun kader kısmet diyorsun.... Sonra düşünmemeye başlıyorsun.... Sonra zaman çok geçmiş oluyor bir bakmışın normale dönmüşsün... Sonra kendini sorguluyorsun mutluysan mutlu olduğuna utanıyorsun.... Her ölümle baştan sona aynı şeyi yaşıyorsun.... Sonra da hey gidi günler hey diyorsun manasını hissede hissede....






14 Mayıs 2014 Çarşamba

Soma :(

Söylenecek çok fazla bir şey yok aslında. Ateş düştüğü yeri yakıyor en çok....200 anne evladından oldu belki 200 çocuk babasız kaldı belki 200 kadın eşini kaybetti en az 200 kişi kardeşini kaybetti...Allah vefat edenlere rahmet eylesin, kalanlara sabır versin. Allah ım ne büyük acı... 200 cenaze kalkacak bu gün :((




“Çizmelerimi çıkarayım mı sedye kirlenmesin” 

:(( içimi titretti bu cümle..... 


Milli yas ilan edildi

 

Soma faciasının ardından Başbakanlık tarafından 3 günlük milli yas ilan edildi.

Başbakanlık'tan yapılan açıklamada " Manisa'nın Soma ilçesinde yaşanan ve aziz milletimizi hüzne boğan maden faciası nedeniyle Başbakanlık tarafından 13 Mayıs 2014 tarihinden itibaren ülkemizde üç günlük milli yas ilan edilmiştir. Yas alameti olarak bugün tüm yurtta ve dış temsilciliklerimizde bayraklar yarıya indirilecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur." denildi.

 

13 Mayıs 2014 Salı

Hayat işte...

Annemde sonra içime peydah olan bir duygu. Sanki her kez her an ölebilir özellikle en sevdiklerim. Ölene noluyor bilemiyorum ama kalana ne olduğunu çok iyi biliyorum. Hele o yaşamının büyük bir parçasıysa... Şu aralar kaybetmekten en korktuğum kişi donald... ablamdan bile önce.... çünkü herkezden çok o yanımda ve destek bana. Negatif düşünceler gidin başımdan....

Hayat hep akıp gidiyor yaz geldi diyemi nedir daha bir hızlandı sanki zaman... Haftalar su gibi geçiyor.... Mayısı bile yarıladık baksana... Hiç bir planım yok hayatla ilgili hiç bir beklentim yok... kendimi dalgalara bırakmış boş bir sandal gibiyim... nereye vurursa rüzgar... Sadece tek bir isteğim var o da anne olmak... O kadar çok istiyorum ki.. Donalda tek kızgınlığım bu ölürsen benim hakkımla gidiceksin diyorum ona. Gülüyor... o gülünce bu konuda o kadar sinir oluyorum ki..... En sevdiğim ve en kızdığım insan aynı kişi ne acayip...

Neyse işime bakayım ben.... Kafam çorba gene....

11 Mayıs 2014 Pazar

Yuvarlanıp Gitmek

Düşünüyorum da mutluyum ben, çok şükür. Neler neler yıkmadı beni. Her gün hayat çok güzel gelmiyor tabi gelecek kaygısı falan da çöküyor üstüme zaman zaman. Bazen çok yalnız hissediyorum kendimi. Ama sonra geçiyor o his çok şükür.

Pazar şşöööyle bir pazar turu attım çıkayım çıkmayayım diye düşünürken hadi dedim hadi eve tıkılıp kalma....Çık iki insan gör. Pazara gittim sonra parkta oturdum... şansıma yağmur başladı ama öyle çok değil kapşonumu takıp istifimi bozmadan oturmaya devam ettim... herkez bir bir kaçtı gitti parktan gene yalnız kaldım. Çocukarın kuşların peşinden koşmasını seyretmeye bayılıyorum. Çığlık çığlığa koşturmaları :) hayat onlarda yaa... Çocuk yapmalı....Donaldı ikna etmek imkansız... Bu yılın başından beri daha ciddi bastırsamda hiç yanaşmıyor.En büyük kavgalarımız hep bundan çıkıyor.... Bakalım hayat ne gösterecek...

Her şey biter. Mutluluklar biter acılar biter hevesler biter. Bazı şeylerin bitişi güzeldir. Mesela bir iş telaşın bitti mi şöyle kızgın kumlardan serin sulara dalmış gibi hissedersin kendini. Güzel yaşlardayım çok şükür.

Bu gün pek bir polyanayım hayrolsun inşallah :)

Aşağıdakilerde pazar şekerlerim. Görüntüsü kadar şeker değildi emin olun.....


Bu da yakına bana merhaba diyecek olan kırmızı çiçeklerim.... Bir ara umudumu kaybetmiştim artık ama genede sulamaya devam ettim bir haftadır kabaran topraktan bu hafta sonu bana merhaba dediler. Bu yıl evin her yerini çiçek yaptım :)




Aşağıdakilerde kuzgun kılıcıymış. Sanırım dışarıya ekilmesi gereken bir bitki boyu bir metre falan oluyormuş :) şimdi bunu evde nasıl zaptedicem diye düşünüyorum... Bu da çok geç çıktı. Her şey cücük gibi ne zaman çiçeklenecekler içim pır pır ediyor :) Bunlarda kırmızı...


Veee cücüklenen soğalarım... Atmıcam bu sefer taze soğan olarak geri dönüştürcem :)



İşte böyle şimdi işler güçler beni bekler....

Anneme....

3 yıl oldu bu yaz sensiz... Anladım ki büyümüyormuş insan....Ve hiçbişey konmuyormuş yerine... Senden sonra çok kişi vefat etti... Senin gidişinle öyle bir yanmışım ki ben onların haberlerini duyunca sen geldin aklıma sana üzüldüm.

En çokta aklıma mutsuzluğun geliyor. Sana yardımcı olamadığım için üzülüyorum. Taşındım o mahalleden o sokaktan.... Gerçi ordaki tek bağım senmişsin zaten. Ceketimi aldım çıktım diyelim... Ömrümde ilk defa huzuru buldum.... Hep derdik ya var bu evde bir şey gerçekten varmış... Huzuru buldum. Mutluluğu buldum. Ağız tadıyla iki lokma yemenin keyfini buldum... Ama işte hep seni arıyorum sana da yaşatabilseydim şunları. Görseydin başardığımı. Güçlü olduğumu görebilseydin keşke.

Kiradayım diye üzülürdün burda olsan. Hiç önemi yokmuş dört duvarın. Senden sonra bir süre direndim senin hatıran falan diye. Nereye kadar direnebilirdim ki.... Artık değişmişti başkaydı herşey. Ve yabancıydım artık o evde. Korka korka aldım bir karar. Şimdi herşey süper ama sen yoksun.

Evime bir çiçek alıyorum aklıma sen geliyorsun. Çiçek alırken hep kırmızıları tercih ediyorum hatta ne alsam kırmızıyı tercih ediyorum sen seviyorsun diye. Sanki aramızda bir bağ oluyor. Ne zaman yemek yapsam farklı bir yemek sana sesleniyorum gel diyorum :) Allah tan elimden bir kaç yemek yedin. Bunun için şükrediyorum.

Özlüyorum... Kimse annesiz kalmamalı diyorum... Böyle burnunun direği sızlamak ne demekmiş çok sağlam öğrendim.... Valla çok zor geldi.... Bu yaşımda bu kadar canım yanıyorsa bu kadar yıkılabiliyorsam Allah küçük ve annesiz olanların yar ve yardımcısı olsun. Allah kimseyi annesiz bırakmasın.. Amin...

Canım benim sen hep benlesin bende adım adım yanına geliyorum..... Hani geçenlerde elim yandığında annem burda olsaydı ilgilenirdi benle diye çocukluk etmiştim o gece anladım benimle olduğunu hemen ablamın rüyasında eli yanmış duydun mu demişsin. Ablam arayınca anlatınca rüyasını anladım burlardasın yanımdasın.

Ben en çok seni kıskandım bu hayatta :)

10 Mayıs 2014 Cumartesi

Dişten kurtulduk çok şükür....

Ohhh be dünya varmış.... Hiç acısız hallettik çok şükür...  o nasıl bir korkudur arkadaş... dişçiye girmeden daha karnıma bir ağrı saplandı elim ayağım hem titriyor hem buz gibiyim hem yüzüm cayır cayır yanıyor... Bitti şükür. 2 tane daha varmış vakti gelince çekilecke olan 20 lik...

Daha ağzım o dişin yokluğuna alışamadı.Burda bir eksiklik var şeklinde dilim yanağım oraya gidiyor.. karnımda aç ölecem açlıktan yahu...

bu gece rahat uyurum inşallah ooohhh kurtuldum..... kalanlara iyi bakmak lazım....nasılsa acımıyo deyip hepsini kurban vermemek lazım.... aaahhh şimdiki aklım olsaa daha beybeyken bakardım ben onlara...

9 Mayıs 2014 Cuma

Unutmasak keşke fani olduğumuzu....

"Hayatımı yeniden yaşayabilseydim eğer;
Hastayken yatağa girer dinlenirdim.
Ben olmadığım zaman her şey
kötüye gidecek diye düşünmezdim..
Gül şeklindeki pembe mumu saklamaz yakardım..
... Daha az konuşur, ama daha çok dinlerdim..
Yerler kirlense, masa örtüm lekelense bile daha
çok arkadaşımı akşam yemeğine davet ederdim..
Oturma odasında TV seyrederken, patlamış mısır yer.
Yerler leke olacak diye korkmazdım.. Bana gençliğini
anlatmaya çalışan dedeme daha çok vakit ayırırdım..
Kocamın sorumluluklarını daha çok paylaşırdım..
Saçım bozulmasın diye,
arabanın camının açılmasını önlemezdim..
Eteğimin lekelenmesine aldırmadan çimlere otururdum..
TV seyrederken daha az, hayata bakarken daha çok
ağlar ve gülerdim.. Ömür boyu garantilidir denilen
hiçbir şeyi satın almazdım..
Hamileliğimin bir an önce sona erip,
doğum yapmayı dilemek yerine,
hamile olduğum her anın tadını çıkarır
ve içimde bir canlı yaratmanın ne kadar
harika olduğunu fark ederdim..
Bu o kadar nadir bir olay ki..
Mucize gibi bir şey..
Çocuklarım beni öpmek istediklerinde, asla
"Önce git ellerini yüzünü yıka" demezdim..
Onlara daha çok "seni seviyorum",
ondan da daha çok "özür dilerim" derdim..
Ama başka bir hayat verilseydi en çok yapacağım şey;
her dakikasını değerlendirmek olurdu..
Dikkatle bak.. Gerçekten gör.. Yaşa.. Vazgeçme..
Küçük şeyler için şikayet etmekten vazgeç..
Bana benzemeyenler, benden daha çok şeye
sahip olanlar ve kimin ne yaptığı beni ilgilendirmezdi..
Bunun yerine, ilişkilerimi güçlendirmeye çalışırdım..
Sahip olduğunuz ruhsal, fiziksel ve duygusal
her şey için şükredin..
Tek bir hayatınız var ve bir gün sona eriyor..
Umarım her gününüzü değerlendirirsiniz.."

Neden olmasın?

115 kilodan 70'e düştü!

 "YENİDEN DOĞDUM" Yalçınkaya yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: "Hayatım boyunca hiç başarılı bir şekilde Diyet yapamadım. Üçüncü gün diyeti bozardım. Bu hayatın yükünü kadınlar çekiyor. Her kadın mutlu olmayı hak ediyor. 20 kilo almayı beklemesinler, 2 kilo alınca hemen "Eyvah" demeli ve dikkat etmeliler. "
 
 http://haber.gazetevatan.com/unlu-sunucunun-inanilmaz-degisimi/635917/8/magazin

gerçi ameliyat olmuş sanırım ama ameliyatsızda başaranlar var. Neden olmasın azim ve istikrarla zafere her gün biraz daha yaklaşıcam inşallah... Tartının muhalefetine rağmen :)

 


Şakacı seni....

Tartı  benle kafa buluyor resmen 72.3 gösterdi 73 gösteriyor 72.8 gösteriyor... Onunda pili bitti herhalde... Her gün bir şeyler bitiyor... Hep masraf hep masraf canım :) Neyse ona pil ayarlamadan ölçümler pek sağlıklı olmayacak anlaşılan.


Sağ üstteki 20 lik dişim accaaip ağrıyor... ilaç içmeyen ben dün iki tane birden içtim. Biraz geçer gibi olsa da sonra gene başladı ağrımaya... sarımsak koydum diş macunu koydum kabus gibi bir geceydi. Allah ağrılar içinde kıvranan tüm hastalara şifa versin. Çaresizlik ne kötü. Ağrı öyle bir yayıldı ki gözüm kulağım alnım çare yok... yatıyom olmuyo kalkıyom olmuyo.... Öfff çok tırsıyorum çekecekler dişimi... Çok zalimce bir uygulama yaa... Zaten yarısı kırık dişin umarım olay büyümedne hallolur... Kimisinin dişini ameliyatla falan alıyolarmış duydukça bunları kalbim ağrıyor....

şu dişçiyi halledelimde söz bi daha iyi bakıcam sizlere dişçiklerim....

8 Mayıs 2014 Perşembe

Kola bırakma terapisi....

Kolanın neden olduklarına bakın hele;

Diş çürümesi bağımlılık yaratması kilo artışı bunları bizzat yaşadım... belki şeker hastasıyımdır bunu bilemicem.... tahlil mahlil uğraşamam şimdi kolayı bırakmak daha kolay gibi :)

Kendimi yavaştan bastıran yaz sıcaklarında koladan nasıl uzak tutucam bakalım.

Şimdilerde soğuk süt kaynar su iki çay kaşığı nescafeyi şekersiz içerek hem tokluk hissi sağlıyorum hemde boğazım boş durmadığı için çok bir şey aranmıyorum.... Bakalım ne kadar sürdürebileceğim.....


Kaynak : http://www.sabah.com.tr/Dunya/2012/06/28/kolada-alarm-seker-deposu-cikti

Fransa'da yapılan bilimsel bir araştırma, şeker deposu kolanın obeziteye yol açtığını ortaya koydu. "60 Millons de consommateurs" (60 Milyon Tüketici) isimli dergi, Fransa Ulusal Tüketim Kurumu'nun (INC) kolalı içecekler üzerindeki araştırmasının sonuçlarına açıkladı. Dergi, ülkede sağlık tartışmasına yol açan sonuçların "şaşkınlık verici" olduğunu ve bu içeceği tüketenlerin artık daha temkinli olması gerektiği yorumunu yaptı. En büyük tehlikenin koladaki şeker miktarıyla ilgili olduğunu belirten INC, tam 19 kola markası (Coca-Cola, Pepsi, Auchan, Cora, Casino, Leader Price, Man U-Cola, v.b.) üzerinde yaptığı araştırmada; şeker, tatlandırıcı, katkı maddeleri, kafein ve alkole rastladı. Çoğunda litre başına 100 gramdan fazla, yani 20 küpe eşit şekere rastlanırken, bu rakam Coca- Cola'da 18, Pepsi de ise 17 olarak açıklandı. "Light" kolaya gelince; tatlandırıcı miktarının "vücuda zarar verecek kadar çok oranda" olduğu belirildi. Kurum, fazla şeker tüketiminin başta obezite olmak üzere, diyabet ve kardiyovasküler hastalıklara yol açtığı hatırlattı. Bilim insanları, laboratuvardaki incelemede sürpriz bir şekilde tarçın, Hindistan cevizi ve turunçgiller gibi bazı bitki ve meyvelerin bulgularını da elde etti. Kurum, bazı insanların bu bitki ve meyvelere karşı alerjik olduğunu hatırlatarak, giderek artan gıda alerjilerinin bir nedeninin de kola olabileceği belirtildi. Daha önce gazlı içeceklerde bulunduğu bilinmeyen "terpen"in doğal ürün bileşeni olarak a r o m a yaratmakta kullanıldığı keşfedildi. ABD'nin Kaliforniya eyaletinde kanserojen olarak kabul edilen fosforik asit veya amonyum sülfat karamel E150D isimli gıda renklendirmekte kullanılan tartışmalı içeriğin de kola üretiminde kullanıldığı ortaya çıktı.

ÇOK DÜŞÜK ORANDA ALKOL
En şaşırtıcı veriyse kolada alkola rastlanması oldu. Aralarında Coca-Cola, Pepsi Cola, Coca-Cola Light Coke ve Coke Zero'nun da bulunduğu 10 içecekte alkole rastlandığını belirten uzmanlar, bu oranın ülkede alkollü içecek kabul edilen yüzde 1.2 oranından çok daha düşük, 0.001 oranında olduğunu bildirdi. Bu da litre başına 10 mg alkole karşılık geliyor. Fransa'daki Coca-Cola direktörü Michel Pepin "gizli formülü gereği" bazı aşamalarda alkolün kullanmış olabileceğini belirtirken, Pepsi adına konuşan bir sözcü de bazı içeceklerde "alkolün izine rastlanabileceğini", ancak Pepsi Cola'nın "alkol içermediğini" söyledi.





Aşağıdaki yazıyı hürriyet.com.tr de buldum çoğu sitede aynı yazı var zaten.....

Ünlü yazar Karen Hill, 'Yeteeerr! Artık Diyet Yapmak İstemiyorum' adlı kitabında bu içeceklerin neden olduğu 12 hastalığı anlattı.

Karen Hill, insanların kolaya olan düşkünlüğüne değinerek, 'Türkiye'de adeta bir kola bağımlılığı var' dedi.

Günde bir-iki litreyi geçiyor adeta su yerine kola tüketiyoruz.

Öncelikle kola korkunç bir bağımlılık yaratan içecektir. Uyuşturucuyu bırakmak kadar zahmetlidir.

İnsanların kolayı bırakmakta çok güçlük çektiğine değinen Hill, Bırakmaya karar verdikleri ilk gün korkunç migren ağrıları, titremeler, asabilik ve uykusuzluk yaşıyorlar.

Fakat iki günü atlattıktan sonra bomba gibi oluyorlar.

İşte bırakmanız için en önemli 12 sebep...

1- Fazla kilo ve yağlanma
2- Karaciğer hasarı
3- Diş çürümesi
4- Böbrek taşları ve Kronik böbrek hastalığı
5- Şeker hastalığı
6- Asit reflü
7- Kemik erimesi
8- Hipertansiyon
9- Kalp hastalığı
10- Sindirim bozukluğu
11- Alzheimer (hafıza kaybı)
12- Kanser

Ooff yaaa

Sabah tartıldım 72.6 eeee noldu şimdi... yemedim içmedim... sporumu da yaptım... Su tutmuş olabilirim. İntikamım acı oldu tartıdan dondurma yedim az önce ohh olsun... Yok yok bırakmadım yola devam. Bir dondurmada oluversin canım.... Yeter aramam artık.

Dün bir mesajlar bir mesajlar... Allah ım dedim bu anda alsan canımı olur yani mutlu ölmüş olurum... Tam vakti kaçırma bence dedim ama ses etmedi bana :) Özlemiş... Öğğffff hemen yelkenler suya iniveriyo... daha okurken gözlerim doluverdi....Nolcam ben Allah ım nolcam nolcam....

Neyse... nasıl dişim ağrıyo anlatamam... çektirmek lazım.... param yok olum az sabret diyorum dinlemiyo hain diş....bir de tırsıyorum yaa.... neyse bu yaz dişlere bir checkup şart oldu....20 likler gitmeli.... ne çektim be bu dişlerden....

7 Mayıs 2014 Çarşamba

Göbeğimden ve basenlerimden korkuyorum

Kelimenin tam anlamıyla göbeğim ve basenlerim benim korkulu rüyam.... O kadar kalın bir yağ tabakası birikmiş ki .... gider mi nasıl gider açsan içimi bıçakla kazısan söküp alamazasın o derece sağlam bir zırh gibi sarmış yağlar her yanımı....

Teeee eskilerden gelen bir laf var ya ideal kadın vücudu 90 60 90 harbiden öyle olmalı....Valla mezuraya sığarsam akşam bulupta ölçmeye çalışayım kedimi.... Yalansız.... neyse o yazacaz buraya....Benim bi bacağım 60 tan fazla çıkar yeminlen.... utanç verici yüz karası....


http://bikiniprojesi.blogspot.com.tr ni buldum dün biraz inceliyorum şimdi...onu örnek alayım bari...

Otururken göbeğim pörtlüyor çok iğrenç. Şeyda Coşkun dedi ki göbek terbiyesi önemli içinize çekin sürekli o da bir çalışmadır dedi.... Aklıma geldiği iyi oldu... Bu gün hep içime çekicem... Yüzüm garip şekil almasa bi de bunu yapmaya çalışırken çok memnun olucam. Abi bi göbek var çek çek bitmiyo....içede girmiyo sığmıyo içime mübarek...

Yaptığım mekikler sanırım işe yaramakta... Zira bütün karın kaslarım acıyor et kesmiş hepsini hissedebiliyorum. Yağlara bir etkisi olur mu bilmem ama kaslar çalışmış....Bu sabah 20 mekik çok zorladı.... ağrıya ağrıya yaptım.... Ölüyoom diye diye....

Dipnot olarakta eklemeden geçemeyeceğim. Kışın yediğin hurmalar..... anladınız siz onu....

İncecik belim olsun.... şöyle şıkır şıkır giyineyim yaaaa lütfen yaaa....

6 Mayıs 2014 Salı

Dağınık.... -500 çok zormuş

Bu sabah 72.1 idim. Dün çukulta yemedim, kola içmedim....En son evde temizlik yaparken çamaşır suyu kola gibi kokmaya başladı bana... Vallahii....Aha dedim kafa gitti...Çukulata aramadım hiç. bol bol elma yedim... Elmalar çok pahalı kendimi markete mi zincirlesem ne yapsam...

Akşam sporumu yaptım, sabah sporumu yaptım....Şimdi öyle altmışları görene kadar pek bir şey başarmışım gibi hissetmeyeceğim...zate sürekli 69 - 73 arası gidip geldiğim için pek işte oooo gidiyooo falan diye havaya giremedim.... Zaten varil gibisin neyin havası demeyin....


Kafam çok dağanık.... İşşleri bitiremiyorum... Sakız oldular gene elimde... Bir de ne istediğini bilmeyen müşteriler.... Kaynak vermeyen müşteriler... Anlatsan anlamaz amaan yıldırdılar bee....

şimdi kahvaltıda ne yesek acep.... kabaklı yumurta yapiim yarım kabak bir yumurta....miss....

5 Mayıs 2014 Pazartesi

Güle güle 400 gr

Ahanda ispat
...

yaaa evet ayaklarım şiş ve yer yer mor.... bir hafta önce merdivenlerden yuvarlandım.....daha hala topallıyorum ve sızım sızlıyorlar.... gece ayacıklarımı koyacak yer bulamıyorum.... benim bana ettiğimi kimse bana etmedi çok şükür....

kalkar kalkmaz 20 mekik çektim 20 kez hopladım 20 squart yaptım hadi bismillah....

şimdik kahvaltımda 2 yumurta yicem ama ondan önce su iççem bol bol.... işe mercimek köftesi götürecem.... salatalık serbestmiş... şeyda coşkun diyor...

aburcubura elveda :) Allah yar ve yardımcım olsun inşallah.... bu ay sonuna kadar 68 i görebilirmiyim ki.... 65 olur mu?

Atma Ziyaaa....

Hani Şener Şen in bir film repliği vardı ya ondaki gibi atma Ziyaaa diyesim geliyor kendime.... Gene bir gün ben zayıflayacaktım :))



Neyse işi resmiyete bindirelim bari olmayacak böyle.... Tapelerle konuşucam bundan gayrı,




Ahanda şekil budur..... oluşum olmuşum artık ben.... o gobek o basenler.... kabul edilemez... 4 dakkalık karın egzersizi buldum.... yaaa 4 dakkada olur mu bu iş dedim pehh dedim.... sen misin diyen. 4 dakkanın 2 dakkası kaytardım..... çok hamlamış vücudum....gene ben bir gün olimpiyatlardayken :P Aynamda toz içinde maşallah :))


yapandan Allah razı olsun.... biraz robotik ama var yaaa yapsam olur bee.... sabah akşam yapayım ben bunu.... olmaz demeyin şansınızı deneyin....

Yarın ola hayrola.... bu gece sadece maydanoz ve bitki çayı var menümde..... gerisi cıss.... su da içicem tabi....

Kola Kolik ve zayıflama harekatı.... 73

Ben bildiğin kolakolikim..bildiğin bağımlıyım.... gün de 1.5 litre içmezsem asabi oluyorum.... ara ara bıraksamda sonra gene deli gibi arıyorum... bir daha bizi ayıramıyacaklar caaanım diyerek o gün ekstra kola tüketiyorum.... aşkımızı kıskanıyorlar diyorum daha da bağlanıyorum... velhasılı kelam kola bağımlısı oldum... şimdi 150 bininci kere bıralıyorum ayy dur bakayım dolapta kalmış mı  kalmışsa o bittikten sonra bırakayım.... biz de yalan yok...baktım iki tane 1.5 litrelik kola var ama zero değil... ben zerocuyum... hayatta da başka bişi içmem...şimdik bunu attık....

her gün gelip kolasız geçen bilmem kaçıncı günüm diye rapor vericem....

aynı şekilde tatlı tüketimimi de azaltıyorum.... vatana millete hayırlı uğurlu olsun.... 

ve spora başlıyorum.....evde 5 tan 10 tane çok kasmadan... zira ayyyyhh ben şişko ve mutluyum deyip havlu atmaya çok meyilli bir bünyeye sahibim....


yaaa en son 68 lerde bırakmıştım burayı... al 73 olmuşum gene.... ilk hedef 65 .... başladım....bu kez garanti...


dün süper bir pazar günü hediye ettim kendime... ahanda böööle bir menemenle başladım güne.....




akşama doğruda mercimek köftesi üfff.... limonlu limonlu... yalnız biraz daha yeşilliği az koymuşum kızdım kendime...


kilo vermek diyodum arkasından bunlara ne ara geçtim.... ben nasıl zayıflıyayım yaaa :)) namümkün.... aslında böyle kendim hazırladığım şeyleri yesem zayıflarım... ben çukulata ve kolayla öğün geçirmesem doğal beslensem kilo veririm  de işte bir düzen kuramadım....yapıcam kararlıyım....

neyse çok iş var hadi ben kaçtım....

3 Mayıs 2014 Cumartesi

Dool Karabakır Dolll.... Ağzına kadar dooll.....teyy teyyy teeeyyyy....

Bu günkü ruh halim dol karabakır dol....



böyle ruh halimi olur demeyin... oluyomuş... dün  geceden beri dol karabakır dol dol diye diye dolaşıyorum... şairin burada anlatmak istediği gel ulan sen de... bu da mı gol değil be nidalarını hissede hissede...

neyse bu  günde nasıl güneşli güzel bi gün.... insanın sebepsiz yere mutlu olası geliyo... sonra düşünüyosun laan oluum aslında bu gün dünün aynısı fark yok hacı... diyosun sonra biraz daha bakıyosun ayyy ne güzel çiçeek yeşiller daha mı bi yeşil daha mı bi canlı... amaaaan bu da geçer bee...  :)) dönüş hızıma bende hayranım.....

 yalnız ata demirerinde sesi güzelmiş yani... tuttum...


Yukarda efenim bir hafta sonu boğuntusu etkinliğim görünüyor...tombiş gelin geveze damat :) Keçe kanatları dikmek örmekten daha fazla zamanımı aldı ya ben ona yanıyorum. Sen alsana adam gibi yorgan iğnesi... etmain iğnesinin küt ucu deler mi hiç keçeyi....Öğrencez inşallah....


Aşağıda da evimin neşesi çiçeğimden bir kare.... hayatta bu kadar güzellikler varken ne gerek var kasvete...



İşte böyle, bu hafta sonu da ne yapsam acaba...  bu akşam bol bol temizlik yaparım... şöööle camları mamları kırklıyayım.... yarın misafir gelebilir. Onuda netleştirip mercimek köftesi falan yapayım... geçen yaptım çok beğenildi... beğenildiyse her gelene yapcan :) 

Sonra da ablama öreceğim pembe pantere devam edeyim. Söz verdik yıl geçti yahu....

Aaa aaaa bi sürü yazacağım şey vardı ayol... An itibariyle kafam bomboş, saçmalıyorum :)) 

Güneşe takıldım ben noluyo lan dengem bozuldu.... Güzel ama gezmelik tozmalık hava... hani insan yalnız olmasa donald adam olsa... güzel yanii... yaşanır bu havada...




Bir yerde okumuştum tek başına özgürlük neye yarar diye... harbiden böylede olmuyo öylede olmuyo.... Neyse anacım havalar nasıl olursa olsun yeterki bizim havamız iyi olsun....

2 Mayıs 2014 Cuma

Şifremi unutmuşum ya beennn.....

Yüce rabbim beni açtığım blogların şifreleriyle sınıyor... Bunu bulana kadar mors alfabesini çözdüm yeminlen...


Mayıs gelmiş neyime... her yer çiçek böcek çocuk... bende yaprak kımıldamıyor sanki hayat durmuş... Dedim biraz geleyim de dertleşeyim.... Harbi diyorum hayat durmuş... İş olmasa napardım ben diye düşünüyorum.... 5 gün işe gelmedim evde duvarlar üstüme gelmeye başladı. Gençliğim böyleyse yaşlılığımı düşünemiyorum.... Ben ki kendimi oyalamayı iyi bilirim elli çeşit hobim var... Dantel çiçek böcek kitap yemek temizlik... Hiç mi hiiiç sarmıyor beni bu aralar... Ne bu ruh hali bilemedim. Ve hiç tasvip etmiyorum akıllı mantıklı bir insan olarak bir şeyler yapıp çıkmalıyım bu haleti ruhliyeden ama ne yapmalı....

Ne yapmalı ulaan kafayı yicem....

Tabi bunu tetikleyen bir donaldımız mevcut. benim bütün ayarlarımı altüst edip duruyor. Amaaaan diyorum sen kendi işine bak çok takılma öylede böylede ölecen bi dur otur bi sakin relax diye diye kendime geldiğim nokta yeeeeyyyttt dağalın laaannn naraları oldu içimde... Huysuz ihtiyarlara döndüm yeminlen, yaşam enerjimi emdi benim.....

Neyse....Vardır bir hayır bu kadar darlık maddi manevi...

Birikim yapmaya karar verdim. Dağ kadar borcum var ama genede baktım ki abuk sabuk harcamalardan hiiiç kısmıyorum. Hımmm öylemi hanfendi dedim kendime... O zaman birikim yapacaksın. Acı ama gerçek beybii...O para birikecek. Şimdi ben hespaladım bu yılın bitmesine 7 ay var ya.... abbooo ben hesapları 8 aydan yapmışım yazarken farkettim... her ay 300 tl den yıl sonuna 2100 tl eder... Ayy ne az dimi.... Biriktirirken o 300 ü harcamadan ayırmak ölüm.... 7 ayda biriken rakama bak cücük gibi vay anasını arkadaş... tabi ben bunu 8 ay üzerinden 2400 olarak hesaplamıştım. Az daha kastırıp 500 atarsam her ay sene sonunda 4000 liram olur diye hesaplamıştım. Küçümseme 4000 lira nasıl baba para biliyomusun bu yoklukta...  7 aya göre hespalayınca bu durumda maksimum 3500 biriktirebilicem bu senenin sonuna kadar... ulan 4000 yapayım ben bunu açlıktan öliim 4000 olsun inşallah...

toplam gelir 1800 ise

bu arada aylık genel giderlerimiz efenim 440 tl kira ...

kaldı 1360
ayır 300 kumbaraya

kaldı 1060
şimdi ilk aşama 2500 küsur kk dönem borcunu kapatma.  asgarisi 650  küsur geliyor. buna 700 yatırsam
tabi bu yatırdığım böyle kalmıyor kartla faturalar ödenecek nerden baksan 300 tl si faturalar gidiyor...bu durumda kart dönem borcumun sadece 400 tl si kapanmış oluyor...has... sorry... demede dur iki ileri bi geri mehter takımı takımı gibi kapatamadım gitti anasını satiim... kredi lafına donald karşı... ona noluyosa o konuyu kapadık deyip duruyo açamıyom ki o konuyu... hem borç benim sanane hemşerim.. burda artislik yapmak kolay tabi gelde ona yap demi... neysee...

kaldı 360 
ve devam eden taksidi eritmeyi unutmamak lazım.... pöfff........ 300 de ona atsam...

60 elime kalır... eee mutfak denen bir şey var... kredi kartına dokunmadan bu 60 la idare etsem on numara olur...
 
donaldda 500 e ben tamamlarım dedi... sonra isteme geri vermem bak dedim... ben güvenilir adamım dedi...alsam bile veririm dedi.. yok anacım ben kendim hallederim... olursa prim mrim 500 e kendim tamamlarım....

ilk 400 tlmi koydum anacım kenara 80 de bankada vardı oldu 480 ben onun yanına 20 daha atar 500 ederim onu... Hadi bismillah...kontağı 500 le açtık. Önerisi olan buyursun anacım... Boğaza çok harcıyom ben onu bi şey yapiim ben... kısiim...

hadi ben kaçtım... bundan sonra daha sık burdayım...İnşallah yani...